Fotoğraf çekmek istiyorum, çünkü mutluyum. 18 yaşındaysan çok normal bir durum değil bu aslında. belki mutlu olmanın getirilerini kaldırmanın zorluğundandır, çünkü özellikle yokluğunda anlaşılıyor zorluğu. evet. ama ben mutluyum, ve istiyorum ki insanlar dünyayı benim gözümle görsünler. ona baktıklarında:


Aslında iki fotoğraf seçmek istemiştim. ama internette Mohr hakkında da, fotoğrafları hakkında da pek bi bilgi yok maalesef.
Bu fotoğrafın da kalitesi için üzgünüm. Yorumları olabilecek en farklı meslek grupları içinden seçmeye çalıştım.

Rahip: Eğlenceli! Benim ilk tepkim şöyle: Onun gibi, hiçbir kaygı duymadan uyuyabilmek isterdim. Uyumak bir nevi özgürlük. İkinci tepkim daha bir düşünülüp tartışılmış: Bu borularda ne var - petrol mü, su mu?- Hangi ülke, Hangi nüfus için? Adamın soldaki ağacın üstünde ya da bir evin kapı aralığında uyumasını tercih ederdim. Borulara kafa tutuyor!
Liseli Kız: Bu adam kendini ısıtan bir şeyin üstüne uzanmış. İlk borunun rahat ettirmediğini düşünen biri de gelecek.
Aktris: "Uzun bir yolculukta dinlenme." Burası bir boru hattı mı? Dünyanın ucuna vardınız duygusu. Gidip duruyor, sonra dinleniyorsun. istikametin ne olacağına zaten daha önceden karar verilmiş. Görüntüdeki başka her şey kayboluyor.
Fabrika İşçisi: O borulardan ne akıyor? Su mu yoksa yakıt mı? Adamın uyuma şeklinden iyi bir dinlenmeyi hak ettiği anlaşılıyor.
Gerçek hikaye: Ponai burası, Bombay'ın 30 km uzağı. Şehre su taşıyan su boruları. Oğlan boruların üstünde uyuyakalmış, sebebi serin olmaları.
keşke diğer fotoğrafları koyabilseydim, bulamadım hiçbirini.
ama şöyle bir örnekte vardı misal. bir kız çocuğu. elinde bebeği. kızın yüzü buruşuk, ağzı kocuman açık. Rahibin yorumu:
"Garip bir fotoğraf. Birilerinin, çocukları, dünyanın zalimliklerini görmek zorunda kalmaktan koruması gerekmiyor mu? Gerçekliğin bazı yönleri bu yaştaki çocuklardan saklanmamalı mı? Oyuncak bebeğin gözlerini kapatan elleri orada durmamalı. her şeyi gösterebilmeli, hepsi görülebilmeli. "
Gerçek hikaye: İngiltere, kırsal bir bölge. Küçük kız oyuncak bebeğiyle oynuyordu. Bazen tatlı tatlı, bazen haşin hareketlerle. bir an da bebeğini yemek istermiş gibi bir hareket yapmıştı.
Evet. İlginçti, güzeldi kitap. Açıkçası John Berger kısmı bana ağır geldi, ama Mohr kallavi adamdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder