13 Ağustos 2015 Perşembe

hayalini kurduğum her şeyin kıyısında,
ancak hayalini kurduğum hiçbir şeye dokunamadan.
işte günler öyle geçip gidiyor sevgili blog.

sıkıldım, yakışmadı.

7 Ağustos 2015 Cuma

insan ne kadar keyifsizse o kadar fazla yürümeli,
ve yatağa o kadar az girip kendi kendine kurmalı, düşünmeli.
kendimi evden dışarı atıyorum, adımlarım önce çok hızlı, ben sakinleştikçe onlar da yavaşlıyor, hatta bir noktada duruveriyor. insan o an durup bir sigara yakmalı, insan sigarayı bırakmalı da pek tabii. ancak kendine yardımcı olacak şeyler için "-meli, -malı" cümleler kurmamalı.

"varoluş kaygısı kendi olma ya da olamama kaygısıdır." demiş Kierkegaard, ben alıp bir deftere yazmışım, bugünse huzursuzluğumun sebebine cuk oturmuş.

bazen psikolojik destek mi alsam diyorum, sonra kendime yediremiyorum. çok saçma aslında, ancak kafamda bir ipek var ve onun her tarafı "-meli, -malı"larla kaplı, yardım almak delikanlılığına sığmaz. ancak ilk defa tüm kavgalarım kendimle, bu cepheden ne pahasına olursa olsun sağ çıkmalı.

bir de günde 5 kez çitlembik, 3 kez lilith demeliyim.

afiyetle diyemedim.
yüreğim sevgiyle dolu.
dolu dolu olmasına ama, bu akşam biraz hüzünlü.

1 Ağustos 2015 Cumartesi

sanki biri burnumdan sıkmış,
ağzımdan içeri hava üflüyor.
kulaklarım, parmak uçlarım, dizlerim karıncalanıyor.