22 Mayıs 2011 Pazar

Yalnızlığa katlanamayan birisinin
Tanrı'yı kıskanmaya yeltenmesi
affedilmez bir budalalık
değil mi sence?

17 Mayıs 2011 Salı

le chat noir

8 Mayıs 2011 Pazar

"Parayla saadet olmaz diyen kişi nereden alışveriş yapacağını bilmiyordur." - Blair Waldorf

diye bi status gördüm facebookta. insan birgün içinde aşağı yukarı bir aylık harçlığına denk bi miktar para harcayında değişik bir hissiyat içine giriyor hakikaten. doğru kelime saadet mi emin olamadım ama.
okulu tümden değiştirip istanbul'a galatasay üniversitesine başladığım, bitirince master için fransaya gittiğim, fransız bir sınıf öğretmenine 24yıllık hayat hikayemi anlattığım,aşık olduğum,seçim yapma zamanı geldiğinde onunla kalmayı seçmeyip benim ideallerim var diyerek türkiyeye döndüğüm,kötünün iyisi istediğime yakın bi iş bulduğum,ikisi ilgi çekmeyen üçüncüsü de fazla sert kaçan 3 belgesel yaptığım,hala insanlarla konuşurken 'bitse de gitsek' mantığıyla baktığım,en yakınımdaki iki insanın birinin evlendiği diğerinin kayıplara karıştığı,saatlerce yürüyecek,yürürken saatlerce saçma salak konuşmamı dinleyecek kimseyi bulamadığım,hep geç kaldığım,yatağımla yaklaşık aynı genişlik ve rahatlıktaki şarap lekeleriyle desenlenmiş kanepemde uyuyakalıp durduğum muhtemel bir gelecek planlaması yapıyordumki kendime,'iyi fikir' dedi murat sinemaya.

ikimiz de beğenmemeye meyilli adamlarız. ikimizde beğendik ama.
solino'yu seyreden etmiştir, etmeyen de otursun seyretsin bir an önce. gigi'nin ada'ya duvarın rengini sorduğu sahne güzeldir bence. hani bazen gözünüzün önündekini farketmezsiniz. sürekli dinlediğiniz bi şarkının içinde geçen mükemmel bi sözü cımbızlarsınız bi anda,sakarya'da sürekli önünden geçtiğiniz mağazanın mükemmel giysileri olduğunu farkedersiniz birgün. öyle bişey keşfettik muratla bugün kitapçada.


etki bi fotoğrafı dikeyden yataya çevirebiliyor,korkuyorum.

sonra yürüdük. amaçlı ama yanlış rotalı yürüyüşler, doğru rotalı engelli yürüyüşler. tamamen amaçtan sapmış yürüyüşler. babam sağolsun, yürümenin anlamı bambaşkadır. ve biriyle geçirilen günün ardından bacakları ne kadar ağrıyorsa insanın o kadar seviyordur karşısındakini.