23 Kasım 2012 Cuma


nedensiz, 1.20 sn sularında külünün düşüşü içime dokundu. aylar önce ibo hediye etmişti bu adamı bana, yine aynı şarkıyla. birbirimizi merak ettiğimiz, güzel görünmek istediğimiz zamanlarda. zamanla bu güzel "görünmek" önemini yitirmeye başladı ona karşı zira olduğum olacağım kadar hayatımdaydı. 
dinledim, videoyu da seyrettim ama o külü hiç fark etmedim ben. aklım hep başka yerdeydi. yan sekmedeki konuşmadaydı, yarının saatleri dakikaları buradan oraya kaydırmalarındaydı; onu bugün de aramazsam fena bozulurda, ödevi bitirsem de teslim etsemde, bazen yarın ne giysemdeydi. 
o külü fark etmediğime utandım.
beni öperken sigarasının saçımı yakıp yakmadığını düşündüğümde çok utandım.
başkalarının aklında canlandırdıklarını seyrederken onlar gibi düşünmediğime üzüldüğümü fark ettiğimde dehşetle beraber utandım.

ve diyemedim; bazen güzel olmaktan gerçekten korkuyorum, 
kendimi beğenmiyorum da bir an bile olsa 'ya başkaları beni beğenmiyorsa' diye düşündüğümü fark edince
kendimde kırmaya çalıştığım huyun hala orada sinsi yattığını da bir fırsat kolladığını anlıyorum.

aklımın sandalyelerinde çamaşırlar birikiyor sevgili blog.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder